Honda CRF250L

Created with Sketch.

Honda CRF250L


Yolculuk anlayışım belki de son 100 bin kilometredir dağlar taşlar üzerine. Şimdiye dek alakasız motosikletlerle zorlu coğrafyalarda yol almaya çalıştım. Sevdiğim bu yollar için özel üretilmiş bir araçla yola çıkmak vardı aklımda hep. 2016 sonbaharı Tracer 700 ile Avrupa seyahatimden sonra dört ay motosikletsiz kalmış ve çantalarımız sırtımızda Likya’yı yürümeye çalışmıştık. Motosikletin seyahat etmeyi ne kadar kolaylaştırdığını, taşıdığım ağır çantadan sonra tekrar kabul ettim ve eve döner dönmez CRF250L satın aldım. Kısa süre içinde kişiselleştirdiğim motosikletimle “Sürprizli İran Seferi’ne” çıktık. Çıktık diyorum çünkü iki kişi CRF gibi bir motosikletle on beş bin km yol aldık. Arkasından Bulgaristan ve Romanya seyahatlerimle yirmi bin kilometreden fazla tecrübem oldu. Kısaca edindiğim tecrübeleri CRF250L alıp yolculuğa çıkmak isteyenler için derledim.

Kullandığım KM: 21.000
Bakım Aralığı: 12.000 km*
Yakıt Tüketimi (100 km’de): 3.2 litre (100 km/s şehirdışı – sabit hız ile)
Model Yılı: 2016
Motor Hacmi: 250 cc
Silindir Adedi: 1 Silindir
Vites : 6 Vites
Ağırlık: 144 kg
Tork: 22.0 Nm / 7000 dd
Güç: 23 HP / 8500 dd
Son Hız: 125 km/h

P1050354 kopya.jpg

Ağırlık

Arazi şartlarında yol alırken hafiflik oldukça kıymetli, bunu bilmeyenimiz kalmamıştır sanırım. CRF’de ağırlık konusunda hiç fena değil, yalnız bize ağır gelmese de mevcut motor gücü için ağır kalıyor. Keşke en az 10-15 kg daha hafif olsaymış demeden edemiyorum.

Yakıt

Önceki motosikletlerimde de yaptığım gibi, CRF250L’min yakıt kayıtlarını da ilk günden beri not alıyorum. Şimdiye dek
2,7L – 4,4L aralığında gezinen motosikletim 21 bin km boyunca 3.3L ortalamasını yakalamış. Motosikletin daima yüklü, ön ve arka yan çantalı, tur camlı, hatta çoğunlukla iki kişi kullanıldığının da altını çizelim.
Ayrıca İran yolculuğumuz sırasında yaklaşık 15 bin km yol almıştık, benzin 90 kuruşa denk geldiği için gazı fazla açmaktan çekinmemiştim. Belki 3 litrelik bir ortalama da mümkün olabilirdi.

P1770425 kopya.jpg

Lastik

Sanırım CRF ile birlikte gelen lastikleri kimse sevmiyor. Ben lastiklere iyi ya da kötü demeden, tamamen eriyene kadar kullandım. Benim kullanım tarzıma göre bir miktar iş görüyor. Açıkcası lastiğe güvenerek yapılan sürüşler bana sağlıklı gelmediğinden, üzerindeki lastik bitene kadar kullanayım dedim. Çünkü en başarılı lastiği de alsam yine tın tın gideceğim. Limitleri zorlamak istiyorsanız daha kaliteli bir çift arazi lastiği bakmakta fayda var. Zira üzerinde bulunan lastikler, arazide ve ıslak asfaltta hiç başarılı gelmeyecektir.

P1050752.jpg

Aydınlatma

Ortalama bir aydınlatma performansı var CRF 250’nin. Motosikletin üzerinde ağırlık olunca, özellikle iki kişi binince ısığın hedef noktası anında gökyüzüne dönüyor. Haliyle gece sürüşünde sorun yaşamaya başlıyorsunuz. Açıkcası yüke göre sürekli bir ayar yapmanız gerekli, yoksa ya hemen önünüzü aydınlatıyor ya da gökyüzünü. Bu durumu telafi etmek için, karanlıkta kalan noktaları da aydınlatabilmek için ilave farlar daha güvenli bir sürüş sunabilir. Bir de her ne kadar arazi motosikleti olarak sunulan ama asfalt yol şartlarına daha uygun olan bir motosiklet olsa da onroad motosikletlerde olan bir çok özelliği CRF’ye koymamışlar, bunlardan biri de selektör.

P1770446 kopya.jpg

Konfor

CRF’nin selesini görünce bile insanın canı acıyor sanki. Araya kaçan don gibi huzursuz edici. Eh geniş bir sele olsa, daha uzun boylu olmamız gerekecek, yüksek motorların ortak derdi bu aslında. Ben bu konforsuzluğu AirHawk sele pedi ile çözdüm. Mükemmel oldu, çok konforlu artık desem yalan olur, ama sele üzerinde oturmanın eziyete dönme süresi bir hayli uzadı. Konfor takviyesi için gidonda yükseltme kiti kullandım.

Bakım

*Bu motosiklet 2013 yılında satışa sunulduğunda bakım aralığı 12 bin kilometre olarak yazıyordu. Hatta yurtdışı kaynaklı kullanım kitapçıklarında bu rakam halen aynı. Honda Türkiye kullanım kitapçığında ise 12 bin km kademeleri olarak 4 bin km periyoduna kadar düştü. Bu süre benim için çok kısa, zaten bakım zamanı Türkiye’de değilsem ve yetkili Honda servisinde bakım yaptırmıyorsam teorik olarak motosikletim garanti kapsamından çıkmış oluyor. Önemli mi? Benim için değil.

Peki ben nasıl yapıyorum bahsedeyim: Bakım aralıklarında kitapçığı değil de yol şartları, yağ kalitesi ve kullanım şeklimi dikkate alıyorum. Bu aynı “günde üç öğün yemelisin” ile “acıktığımda yemeliyim” gibi bir kıstas. Örnek vereyim: Kaliteli bir motor yağı varken, trafiksiz asfalt yollarda tatlı tatlı kullanarak 8-10 bin km yağ değiştirmeye ihtiyaç duymazken; dünyaca kabul görmüş yağ standarlarına sahip olmayan bir yağ ile üzerine bir de arazi şartlarında yol almışsam yağ değişim vaktim 1-2 bin km’dir

P1030834 kopya.jpg

Süspansiyon

Açıkcası daha önce kullandığım tüm motosikletler, asfalt şartlarına göre donatılmış motosikletlerdi. CRF her ne kadar gariban seviyesinde offroad kabiliyetine sahip olsa da süspansiyonları benim için devrim niteliğinde. Ters teleskopik amortisörleri ile ön teker arazi sürüşlerinde sürekli yere tutunmaya gayret ediyor. Arka amortisör de hiç fena değil, omurganızı pek hırpalamıyor. Tabii ki çok çok daha iyi süspansiyonlar var, lakin bu güçte bir motor için süspansiyon kalitesi bir tık fazla not alır.

P1050441 kopya.jpg

Güç, Performans

Keşke olsaymış.
Bu kadar acımasız olmayayım, yine de gidiyor merak etmeyin. Zira yerleşim yerlerine giden her yolun maksimum eğim limiti vardır, falza dik yollar daha çok dağlara, yaylalara çıkarken; yani yerleşim yerlerinden farklı bir noktaya giderken karşımıza çıkıyor. Böyle yollarda da arazi için üretilmemiş araçlar teker teker dökülmeye başlıyor. Peki CRF arazi için üretilmemiş miydi, yoksa sadece görüntüden mi ibaret? Eh biraz öyle bir motosiklet bu CRF 250 L.
Motorun cansızlığını kafanızda canlandırabilmeniz için örnek vereceğim: Yumuşak bir zeminde tırmanırken arka lastiğiniz toprağı eşeliyor ve oraya saplanıyor. Lastik basıncını düşürüyorsunuz daha iyi tutunsun ve oradan çıkabilsin diye. Evet daha iyi tutunabiliyor artık, gazı veriyor debriyajı bırakmaya başlıyorsunuz. Lastik tutunduğu için motosiklet oradan çıkabilir pozisyonda ama motorumuzun devri 1000 dd’nın bile altına düşüp neredeyse stop edecek kadar cansızlaşıyor ve kurtulamıyorsunuz. Atıyorum tork biraz fazla olsa, azıcık da hafif olsa belki de hiç nazlanmadan çıkabilecekken, mevcut güç ve ağırlık dengesiyle stop ediyor.
Başka örnek: Dik bir çıkış yapıyorsunuz, hızınızı almanız gerek. Yolun ortasında durursanız, tekrar kalkış yapması pek eziyetli. Şanslıysanız ön tekerin karşısına hiçbir engel çıkmaz.

P1050742 kopya.jpg

Uzun Yolculuk

Bana göre uzun yol motosikleti diye bir şey yok. Uzun bir yolculuğa elverişli motosiklet var sadece. Süper teknik ekipmanlarla trekking yapan biriyle, aynı yolda sıfır ekipman yürüyen bir çobanı düşünün. Bazı şeyler mevcut düzenin olmazsa olmaz diye pazarladığı ürünlerden öte değil. Tabii ki bazı araç ve gereçler gerçekten o faaliyeti kolaylaştırmak için var, ama yine de iş o aracı kullanan ya da yöneten kişide bitiyor. Biz iki kişi her yanı çantalı şekilde 15 bin km yolculuk yaptık bu CRF 250 ile, yani böylesi de mümkün. Tabii artçınızın dayanıklı, bacak boyu kısa ve sabırlı olması gerekir.

Özellikle “dünya turu” göreceli bir konu. Transportçu gibi ana yoldan gidersen yüz binler sorunsuz geçebilir. Özgün bir yolculuk yapmak isteyip, sunulan yolun dışına çıkarsan da malzeme yorulmaya başlar. Bu açıdan CRF’yi değerlendirecek olursam aslında biraz elverişli olmadığını söyleyebilirim. Erken yaşlanıyor gözlemlediğim kadarıyla. Deponun küçük olması da menzili çok kısa tutuyor haliyle. Daima yedek benzin taşımak gerek.

Bir başka konu ise yolculuk anlayışı. Gidilmek istenen noktalar süslü şehirler değilde; doğalı, kamplı, su geçişli yerlerse bu motosiklet sizi (normal şartlarda) tatmin edecektir. Yalnız günlük mesafenin 200-250 km’nin üzerinde olmaması, keyifli yol alabilmek için önemli. Asfalt yolları mecburiyetten kullanıyor, asıl sürüşlerinizi asfalt dışında yapıyorsanız tercih edilebilir demiştim, yalnız sadece asfalttan gitmek için (yol lastiği taksanız bile) en son düşünülmesi gereken bir motosiklet. Asfaltta sıfır keyif!

P1050368 kopya.jpg

Aksesuar

Seyahat mototikleti olarak kullanabilmek için bolca aksesuar seçeneği bulunmuyor. Hatta CRF için üretilmiş mevcut aksesuarlar da yerel küçük işletmelerin ürünleri genellikle.

CRF250L’yi seyahat motosikletine dönüştürürken neler kullandım bir bakalım:

(Çanta, sele pedi, muffs gibi bir çok ekipmanı incelediğim yazıya buradan ulaşabilirsiniz.)

Yan çanta (Oxford Tailpack OL320)
Arka Çanta (Oxford Roll Top OL310)
Depo üstü çanta (Oxford Magnetic Tankbag OL330)
Elcik muhafaza / Muffs (Oxford Rainseal Muffs)
Elcik ısıtma (Oxford OF694)
Elcik koruma (Acerbis)
12V Çakmaklık (Interphone)
Sele pedi (AirHawk)
Cruise Control (Scottoiler)
Karter koruma (GP Kompozit)
Arka taşıma demiri (GP Kompozit)
Ön cam (GP Kompozit)
Enduro gidon (Accel)
Gidon yükseltici (Accel)
Yan çanta taşıma demiri
Far koruma
Hidrolik koruma
Motor koruma demiri (aynı zamanda çadır ve matı buralara bağlıyorum)
Katlanır vites pedalı

P1770268.jpg

Olmasaydı İyiydi
-Küçük yakıt deposu
-Düşük tork
-Can yakıcı sele
-Selektör olmaması
-Küçük akü
-Kickstart olmaması
-Çabuk ısınıp, uzun süre fan çalıştırması
-Artçı peglerinin çok yukarıda olması
-Ön kafa bağlantılarının çok zayıf olması

P1050362 kopya.jpg

 

21 cevap

  1. Şule dedi ki:

    Süper bir yazı olmuş çok da bilgi verici..tebrik ederim

  2. Tarık dedi ki:

    Detaylı inceleme için teşekkürler.

  3. Faydalı, yol gösterici, akıcı ve samimi bir yazı. Kutlarım.

  4. ahmet dedi ki:

    Bu fiyat aralığında rakip olarak görebileceğiniz bir marka veya model var mıdır? Tam olarak arazi koşullarına uyum sağlayıp sağlamaması göz ardı edilebilir fakat uzun yol yapılmak isteniyor ve ister istemez asfalttan çıkmak gerekecek kısacası uzun bir yolculukta her türlü koşulu kaldırabilecek daha uzun ömürlü bir motosiklet :). Eğer aynı bütçeye sahip olsaydınız tercihiniz ne olurdu gibi sorulabilir aslında. Sağlıcakla kalın.

    • Alp Mor dedi ki:

      Bu konuyu çok düşündüm ama kesin şu motosiklet olmalı diyemedim. Bazı seçenekler var ama model yılları eski, eh Türkiye şartlarını düşününce muhtemelen yıpranmış olacaklar. Husqvarna 701 güzel görünüyor ama fiyatı malum. Hafif ve uygun olup da çok yaşlanmamış her motor olur diyeyim.

  5. Yalçın Cengiz dedi ki:

    Valla takdir ediyorum seni, bu motor ile bu kadar yolculuk yapabilmek azimli olmayı gerektirir. Ben Joymax ile bile çok uzun yola nasıl çıkarım diyorum kendime.

    • Alp Mor dedi ki:

      CRF gibi bir motorla yolculuk aslında çok avantajlı. En büyük eksikliği konforsuz ve güçsüz oluşu. Onlar da tatmin edici olsa, uzun yol için kesinlikle tek tercihim olurdu.

  6. Mert dedi ki:

    Alp bey selamlar yazıyı okudun crf hep istediğim bir motor ya bana öyle geliyor sanki daha öncede birçok defa kullandım sanırım sevdiğim için kusurları gözüme çarpmadı :)

  7. Gökhan dedi ki:

    merhaba. kılavuzunda artçı dahil 158-159 kg bir rakam yazıyor. bunun üzerine çıkılması sıkıntı yaratır mı?

  8. ibrahim hoca dedi ki:

    Şefim benim CRF alma sebeplerimden biri de sensin. Yazılarını okuyup hatim ettim nerdeysen.
    Ben 85 eşim 55 KG + 15 KG koruma ekipmanlarımız ( Kask + mont + bot + pantolon ile) 155 KG oluyor. Arkaya 3 alüminyum çanta atıp (çadır – ocak – tulum – mat – kap kacak vs.) doldurup TR içindeki lokasyonlarda kamp atmak istiyoruz. Zaten artçım ve benim ekipmanlı ağırlıklarımız hemen hemen motorun azami taşıma ağırlığı peki kalan kamp malzemeleri ve çantaları ne olacak? Teşekkür ederim.

    • Alp Mor dedi ki:

      :) Bir şekilde gidilir ama sağlıklı ve konforlu olması için neredeyse her ekipmanı en hafifinden seçmek gerek. Mesela üçlü çantanın boş hali 15-16 kilo neredeyse, onun yerine benim kullandığım çantalara bakabilirsin 2 kiloyu bulmaz bile. Ağırlık dağılımında öne de bir şeyler koyarak dengeyi yakalamaya çalışabilirsin.
      Eşin için uzun süre arkada kalmak yorucu olabilir. Ya seleyi yükseltmeli ya da ayak pegleri için sana tehlike oluşturmayacak bir çözüm bulmalı. Çok dik yerlerde eşinin motoran inmesi gerekebilir bunu da ekleyeyim. Şimdiden iyi yolculuklarınız olsun. CRF’nin yerden yüksekliği yine de her şeye bedel. :)

  9. cem özkeser dedi ki:

    Hocam merhabalar.. güvenirlik olarak crf’yi nasıl değerlendirirsiniz? bu motora güvenip uzun yola çıkarsak yarı yolda bırakır mı? açıkçası bisikletle türkiye turu yapan biri olarak rahatsızmış, yavaşmış hiç önemli değil bana :) beni yolda bırakmasın tek beklentim :)

  10. Alp merhaba, aslında öncesinde blog sayfanı keşfetmiş fakat pek inceleme fırsatı bulamamıştım. Yaptığın çalışmalara yönelik gerek mail olarak gerekse facebooktan teşekkürlerimi ilettim. CRF 250 değerlendirmeni baştan sonra sindire sindire okudum. Değerlendirmelerin birçok CRF 250 kullanıcısının düşünceleri ve değerlendirmeleri ile örtüşse de yokuş yukarı, topraktan kalkamadan stop etmesi falan abartı geldi. Bu değerlendirmeleriniz artçılı ve tam yüklü olarak yapılıyorsa maksadı dışında bir değerlendirme olur. Neticede CRF 250 artçılı kullanımda tam performans almak maksadıyla kullanabilabilecek bir motor değil. Emeklerine sağlık. Bu arada fotoğraflar mükemmel. Kullandığın makina nedir?

    • Alp Mor dedi ki:

      Merhabalar, tekrar teşekkür ederim. :) Fotoğraf makinem Lumix GH4. Belki yeni bir CRF ile daha memnun olabilirim ama denemem gerek.

  11. oğuz dedi ki:

    Merhabalar,
    Çok güzel özetlemişsiniz ancak selektör konusuna takıldım, bir yanlışlık olabilir mi? Çünkü bende de crf var, selektör var gayet, zaten yasalar gereği piayasaya sunulamaz selektör olmazsa.
    Tekeriniz düz bazsın, iyi eğlenceler.

Alp Mor için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir