Moka Pot ile Kahve Demleme
Bir kahve gurmesi değilim. Tadına baktığımda, “mmm bunun çekirdeği Hindistan robustası olmalı” şovlarını asla yapmam. Kendi halinde lezzetli kahve içmenin yollarını arayan bir adamım. Başkalarına demleyip içirmeyi de severim. İyi kahve nedir bilmedikleri için de genellikle kahvelerimi beğenirler. Çünkü kahve diye yıllarca bok (granül kahve) içmişler.
Keyfim yerindeyse farklı kahveler denerim. Mesela çadırın tentesinden süzülen yağmur sularını toplayıp kahve demlemek gibi. Biraz yokluktan biraz meraktan.
Bir de kahve, kamptaki en güzel ödüllerden birisi benim için. (Diğeri de sıcak bir öpücükle uyandırılmak olabilir. )
Bu yüzden kahve hazırlığımı yapmadan yola çıkarsam, hata ederim.
Çünkü motorumun delinen karterini tamir edip çadırıma uzanımışken içtiğim yorgunluk kahvesi, günün en iyi ödülüdür. Ve motosikletimin karteri her an delinebilir!!!
Zamanında filtre kahve alır, paslanmaz (ama paslandı) Stanley french press’imle filtre kahveler demlerdim. Bazen filtre kahve stoğu yapmam gerekirdi ve o kahve kısa sürede bayatlardı. Yani bir değirmen, taze ve lezzetli kahve için çook önemliydi, çantada mutlaka bulunmalıydı. Ben de değirmenle birlikte bir moka pot edindim. Filtre kahve güzeldi ama, basınçla demlenen espresso lezzetini de özlüyordum. Bu yazıyı da tezcanlı gibi moka pot tecrübelerim üzerine hazırladım.
O kadar kahve güzellemesi yapınca aklıma komik bir anı geldi. Bir zamanlar sosyal medya macera pazarlamacıları ile kampa gitme gafletinde bulunmuştuk. Güne kahvesiz başlayamam şovları yapan bir adventurer, üçü bir arada ile güne başlamıştı. O zaman gözümden bir damla yaş daha gelmişti. Her şey sahte Alpcim, her şey…
Neyse bok içenler içmeye devam etsin, gelin biz Moka Pot ile espresso demleyelim. (Expresso demlemek isteyenler sekmeyi kapat butonuna yönelebilir.)
Taze ve iyi kavrulmuş çekirdeklerle başlıyoruz. (ehehe süper bilgi)
Çekirdek olarak Urban Grind – Espresso Blend kullanıyorum. Tavsiye ederim!
Moka potunuzun büyüklüğüne göre uygun miktardaki kahve çekirdeğini, değirmenin en küçük ayarında öğütün. Yalnız Türk Kahvesi kadar ince olmasın.
Ben öğütücü için Hario Mini Mill Skerton kullanıyorum. Farklı ölçülerde öğütebiliyor, kırılmaya karşı dayanıklı ve az yer kaplıyor. Seyahat edenlere çantada taşımalık güzel bir öğütücü. Daha ufağı var mıdır bilmiyorum. Bir iyi bir kahve için, öğütülen kahve taneciklerinin boyutu birbiriyle aynı olmalıdır. Başarılı bir öğütücü bu kıvamı tutturmada baya yardımcı olabilir. Daha ileri seviye bir öğütme yapmak isterseniz, hassas kahve eleklerini kullanabilirsiniz. Böylece kahve eşit oranda demlenir.
Bu arada moka potları asla makinede yıkamıyoruz. Sadece elde ve suyla yıkamalıyız.
Moka potun su haznesine valfi geçmeyecek şekilde içme suyu ile doldurun.
(*) İyi bir kahve için iyi de bir su gerekir muhakkak. Çünkü içtiğimiz kahvenin neredeyse tamamı kahve ile renklenmiş ve tatlandırılmış su. Doğru su ile etkileşimi ise kahve lezzetini belirlemede direkt olarak etkili. Peki doğru su nedir, nasıl olmalıdır?
Ortalama değerler şöyle olmalıymış;
- PH: 7.0
- Kalsiyum: 30-80 mg
- Sodyum: 5-10 mg
- Alkalinite: 40 mg
- TDS: 100-200 mg
- Demir, Mangan, Bakır: 0 mg
Aldığınız suların üzerinde yazan değerler, belirttiğim değerlere yakın olursa, kahve demlenmesi sırasında leziz bir etkileşim olabilir. Siz farklı marka sular kullanarak en iyi lezzeti bulmaya çalışabilirsiniz. Hatta daha da ileri giderseniz bu ölçümleri kendiniz yapabilirsiniz.
Bir de sıcak su kullanma taraftarı olanlar var, su kaynayana kadar geçen zamanda orta sıcaklıktaki su kahve haznesine çıkıp iniyor, bu süreçte kahvenin aromasının kırpıldığını düşünenler haklı olabilir. İki türlü deneyip, sizin için en güzel lezzeti bulmakta fayda var.
Kahve haznesine ne eksik ne de fazla gelecek şekilde öğüttüğümüz taze kahveyi dolduruyoruz. İki porsiyonluk moka pot ile tek porsiyon hazırlayamazsınız! Mutlaka iki posiyon için gereken kahveyi koymalısınız.
Kahve haznesinindeki kahveyi tatlı sıkı olacak şekilde düzleştirin. Kulak memesi kıvamı gibi spesifik referans olmadı galiba. :/ Yani işte ne sıkı, ne de gevşek olacak şekilde düzleştirin. Assla çok sıkı yapmayın, basınçla çalışıyor alet! Çok gevşek de olmasın. Kaynayıp yukarı çıkan, çıkarken de kahveleri yalayıp yutan o kaynar su, eğer kahve gevşek olursa zayıf bir nokta bulup oradan fıydırıp kaçıyor yukarıya. Belki de kahvenin %80’i demlenmeden, kahve hazırlama süreci tamamlanıyor. Böyle olmamasına dikkat edin. Kahve haznesinin kenarlarında kahve kalmadığından emin olup üst hazneyi kapatın.
Son aşmaya geçebiliriz. DEMLEME!
En üst hazneyi sıkıca kapatıyoruz. Eğer boşluk kalırsa, gereken basıncın oluşmasına engel oluruz. Sıkıca kapattığınızdan emin olun, çünkü ısındıktan sonra tekrar sıkmak yakıcı olabilir.
Final sahnesinde de olduğu gibi, köpürme tam kıvamındayken espresso servis edilmelidir. Eğer daha uzun süre kalırsa, köpük kaybolmaya ve kahvenin tadı değişmeye başlar. Lezzetin zirvesi tam olarak gifteki kıvamda olduğu gibi.
Şimdiden afiyet olsun. Eğer bir yerlerde denk gelirsek size de kahve demleyebilirim. Özellikle kampta olursa düper olur, kahve içer dururuz! Eğer şeker kullanıyorsanız, yanınızda getirirsiniz. Bir daha da görüşmeyiz zaten.
Son olarak, moka potlar için şuraya bakabilirsiniz. İhtiyacınızdan büyük almamaya dikkat edin. Yarım porsiyon kahve demleyemezsiniz sonra. :) Ha bir de sevdiğiniz insanlara ne hediye etsem diye düşünüyorsanız, moka pot tatlı bir hediye bence. Kesin İtalya’daki çapkın abiler de öyle düşünmüştür. Hatta Alfonso Bialetti reyis bile, ruhu huzur bulsun.
Sevgilerimle,
Alp