Cunda’da Rum köyünde başlayan yolculuğum, Batı Karadeniz’deki dağlarda ve köylerde devam ediyor. Yolculuğun ilk 1000 km’si Honda CBF1000 ile geri kalan 2500 km’de Bajaj Boxer 150 ile yapıyorum… İki motorun da kendine has avantajları var, daha sonra kıyaslamasını yaparım. Bolca kamplı ve doğayla iç içe yolculuğum 40 gün sürüyor.
Güzerhahım oldukça karışık. :) İstanbul – Yalova – Bursa – Balıkesir – Bursa – Yalova – İstanbul – Kocaeli – Sakarya – Düzce – Bolu – Zonguldak – Bartın – Karabük – Kastamonu – Çankırı – Kastamonu – Safranbolu – Karabük – Zonguldak – Düzce – Sakarya – Kocaeli – İstanbul – Tekirdağ – Çanakkale – Tekirdağ – İstanbul
Sabah uyanınca yüzünü Ege’de yıkamak…
Patricia geceleri
Kalk eve git, motorunu değiştir ve Karadeniz’e devam et…
Beyaz atı bırakıp eşeğime atladım. Karadeniz’e doğru gideyim biraz.
Dün gece Bolu’da dağ evinde kaldım. Geceyi geçirmek için Bolu dağında keşfe çıkmışken gençlere çadır kurabileceğim yerleri sordum. Bir tanesi yukarılarda evlerinin olduğunu ve anahtarını verebileceğini söyledi. Çadırla uğraşmaktan daha cazip geldi. Bir de köy düğününe davet ettiler, uykum vardı gidemedim. Sağ olsunlar çok içtenler. Sabah ise bolca sisli bir gün karşıladı. Yola ve maceralara devam. Amasra’ya Yedi Göller üzerinden geçeceğim. En son CBF ile zorlanmış ve geri dönmüştüm. Bakalım Boxer ile nasıl geçecek…
Bolu’nun insan olmayan her yeri güzel sanırım.
____En sevdiğim tonlar.
Leziz görünüyorlar, tuzlayıp yenir mi bunlar?
Yedi Göller’e giden yolları iyi ki asfalt yapmamışlar. Yoksa o güzelim yollar boyunca bu şirinlikten uzak kalabilirdik…
Kazbegi’de gibi mutlu oldum, Bolu’da dağlar çok güzel!
Yedigöller’de kamp için ayrılan bölümü beğenmedim. Daha ıssız ve sakin yerleri harika olur. Kamp alanı kısmı biraz piknik işi.
Bu arada Boxer’ı baya yükledim. Üçlü deri çanta, depo üzeri çanta ve arka selede çadır-tulum-mat. Daha da yüklenir, ama bu kadarı bile yeterli. Dünya turu için su geçirmez 90 litrelik sosis çanta ilavesi daha yapılsa yeterli gelir.
Yola küçük motorla çıkmanın avantajları sanırım daha fazla. Hız ve konfor dışında güzel yanları epey var. Eve dönünce bloguma küçük ve büyük motorla yolculuğu kıyaslandığım bir yazı yazacağım.
Bolu’dan Devrek’e Yedigöller üzerinden geçmek süper fikirmiş. Bu güzergahı kesinlikle tavsiye ederim.
Yolculuğa romantizm serpiştirmek iyi gelirmiş, uzun uzun yollar hemen bitermiş.
Küre Dağları Milli Parkında arkadaşımın köyündeyim, her yerde dağ çilekleri var. Çok ateşli duruyorlar!
Yağmurlu bir günün ardından Küre Dağları’nda gün batımı.
Bu aralar bolca yağmur var. Köy yollarında motor kullanmak eğlenceli.
…
Bir süredir Küre Dağları’nda köydeyim. Önceki yolculuklarıma kıyasla çok yavaş ilerliyorum bu sefer. Köy yaşantısını hep sevmişimdir. Doğal, ıssız, sakin… Üzerine bir de kapalı havalar eneri veriyor. Buradan da Ilgaz’a doğru geçmeyi düşünüyorum.
Meyveleri dalından koparıp yemek varken ne diye çürümüş şehirlerde yaşarız? Neyin hırsı bu güzelliğe engel olur?..
Doğada pazartesi yokmuş.
Kiraz mevsimi
Amasra
Çok mu asiyiz, havaya bak! Bu arada kumsalda çadır kurmaya izin vermiyorlar. İlkten izin verilmemesi hoşuma gitmedi, ama haklı sebepleri varmış. Üçlü koltuk getirip çadır kuran tipler varmış; her bir yanı poşetler, çöpler olurmuş… Karadeniz sahillerinde o kadar yol yaptım Gürcistan’dan Ukrayna’ya, bir tane yasaklı yer görmedim. Kamp olayı da yaygındı ama bizimkiler gibi yayanı yoktu. Ha hatırlarsınız Rusya’nın kıyılarında Dost marka yoğurt kabı bulmuştum. Buradaki tipler atıyormuş demek.
Buralarda bir mağara varmış, benzinim de azıcık. Neyse motor hafif, iterim en kötü.
Sevdim burayı, ismi aklımda kalmıyor Dante’nin Cehennemi koydum ben de. Bu arada benzin yetti, şehre kadar götürdü. (Bulak Mencilis Mağarası)
Safranbolu küçük ama keşfedilecek çok yer var.
Mencilis mağarası yolu
İncekaya Kristal Teras. Yerden 80 metre yükseklikte ve ayağınızın altından kanyonu görüyorsunuz. Aynı anda sanırım en fazla 40 kişiye izin veriliyor. Pek benlik değil, dik bir kayalıktan ayaklarımı uzatmayı tercih ederim.
116 metre uzunluğunda 6 kemerli Incekaya su kemeri. Safranbolu’ya gelirseniz uğramayı ihmal etmeyin.
Çadır daha güzel, ama Safranbolu evleri de güzel.
Safranbolu Kent Tarihi Müzesi
Yörük köyünden günaydın. Doğal yapısını korumaya devam eden Türkmen köyü, Safranbolu’ya göre daha sakin ve huzurlu. Şehir merkezine 14 km uzaklıkta, Kastamonu yolu üzerinde. Yola devam, artık kendi köyüme gideyim. Sizlere iyi haftalar…
Araç Çayı
Yola iyi ki Boxer ile devam etmişim, daha özgürce girip çıkıyorum istediğim yerlere. CBF olsa saplanır kalırım.
Cunda’da Rum köyünde başlayan yolculuğum, kız arkadaşımın Küre Dağları’ndaki köylerinde devam etmişti. Şimdi de babamın köyündeyim. Köy ve dağ temalı oldu bu yolculuk.
İftara bazlamalarım hazır. 4 bardak un, 1,5 bardak ılık su, 1,5 çay kaşığı instant maya, birer çay kaşığı tuz ve şeker. (Bu nasıl motorlu yolculuk sayfası böyle! )
Evimize yaklaşık 5 km kala geçtiğimiz yol. Bazen geri dönüp bir kez daha geçiyorum.
Ilgaz’lara doğru gideyim bugün.
Ilgaz’da hava serin. Milli park girişinde kimse yok, direkt süzüldüm içeriye. Araçların gidebildiği son noktada tesisler var. Orman içinde beton görünce kaçıyorum hemen. Bir iki ayı ya da geyik göreyim isterdim, sadece kaçan bir tilki görebildim.
Ilgaz’ın ağaçları.
Batı Karadeniz’in en yüksek dağ kütlesi Ilgaz’ın en yüksek zirvesi 2587 m ile Büyükhacat. Dağın kuzey ve güney yamaçları iklimlerinde farklılık gösteriyor. Kuzey yamacında alçaklarda meşe, kayın; yükseklerde göknar ve sarıçam baskınken, güney yamacında karaçamlar hakim. Kışın daha çok merak ediyorum, gelmeli yine.
Ilgaz köyleri.
12. yüzyılın sonunda Bizanslılar tarafından yapılan Kastamonu kalesinin sur ve burçlarındaki yıkıklar Candaroğulları’nın eseriymiş. Daha sonra Selcuklu ve Osmanlı dönemlerinde onarım görmüş. Üzerinde 15 büyük kule ve burç bulunuyor.
Kastamonu Kalesi
Açın kapıları ben eve dönüyorum. :)
Sık sık karşıma çıkıyor bu evler. Pencereleri şahane, gündüz evde film izlerken kapamalık tam.
-Dayııı, ben de gelcem İstanbul’a!
-Ayşe, yol çok uzun ama. Görüşürüz…
Karabük-Yenice arasında sanırım 18 tane tünelden geçtim. Açık egzozculara duyurulur.
Karabük/Yenice
Eve böyle yollardan dönmek varken, neden ana yollarda uyuklayayım… Devrek-Ereğli arası gerçekten enfes bir yol. Daracık, bol virajlı ve çok eğlenceli. Devrek yakınlarında heyelandan dolayı yolu kapatıp dağın arkasındaki köylere vermişler. Yol biraz uzuyor ama daha da uzasa razı gelinir. Amacım Istanbul’a kadar benzer yollardan dönmek. Ortalama 60 km/s ile yaptım tüm yolculuğumu, bu yollar ise tam benlik.
Devrek-Ereğli arası.
Aydınlar Çayı
İstanbul’a farklı yollardan dönüyorum. Kıyıdan, dağlardan, köylerden… Yol uzuyor ama daha keyifli.
Boxer’la aramız iyi, biraz yorduğumu düşünüyorum ama enerjisini hiç kaybetmiyor. :)
Taşlı topraklı dağ yollarından haritaya baka baka Istanbul’a ulaştım. Önce evler, yavaş yavaş gürültüler; kalabalık şehrin ortasında yalnız başıma kaldım şimdi. Doğa bırakılıp şehre mi dönülürmüş…
Tabii ki İstanbul’da duramadım, yola devam ettim. Uçmakdere ve meşhur virajları…
Uçmakdere balıkçı iskelesi
Saros Kömür Limanı’na geldim. Deniz harika, haftaiçi de sakin. Sualtı dünyası enfes burada!
Günbatımını çadırdan izleyebildiğim yerleri ayrıca seviyorum.
Denizlerde martı olsak…
Atlasam şu kayığa, gitsem güneşin peşinden! Yetişemediğimi farketsem, ama hiç yılmasam…
Üzülme be genç, bayram bitince etraflar sakinleşir yine yola çıkarsın…
İyi bayramlar. 40 gün sonra eve döndüm, 3500 km civarı yol yapmışım. Yakınlarda duramam yine giderim, görüşmek üzere. :)
12 cevap
bu muhteşem fotoğrafları biz motor kullanıcılarıyla paylaştığınız için size sonsuz teşekkürler yolunuz açık olsun
Teşekkür ederim Uğur.
Nasıl fırsat buluyosunuz hocam okuyo musunuz hangi meslekle uğraşıyosunuz peşinizden gelelim :)
İşim gücüm gezmek. :) Tamamen yolda olmaya odaklanıyorum.
Helal olsun iyi gezmişsin. Slm
Selamlar. :)
Resimler ve gezinizi harikaydı sizi izlemeye devam edeceğiz inşallah ,
Teşekkür ederim.
emeklerine ellerine sağlık nefis resimler çok güzel sayende gezmiş oldum sağol
Teşekkür ederim.
Harika Fotoğraflar, güzel yorumlar, paylaşım için teşekkürler.
Teşekkür ederim.