Qute ile Türkiye Turu (10.000 KM)

Korsan Koyu

Likya’nın kuyruklu kelebeği :)

Limyra

Bir dönem Lykia medeniyetinin başkentliğini yapmış.

Mavi yengeçli gözleme istiyorum!

Myra!

Antik tiyatrosu ve kaya mezarlarıyla Myra

Kaleüçağız

Kaş

Orman değiliz artık, milli parkız!
Büyük Likya depremi sonrası oluştugu rivayet ediliyor.

Saklıkent kanyonu 18 km uzunluğunda, zorluk seviyesi içlere doğru ilerledikçe artan meşhur kanyonlardan. Girişteki buz gibi suyu pek güzel gelir yaz sıcağında.

Yağışlı bir havanın ardından Salda gölüne ulaştım. Hayalim tabii ki beyazlıkların içinde kamp yapmak.

Keşif yaparken motosiklet kullanıyormuşum gibi kuma dalınca haliyle aracım saplandı, ilerlemeye çalıştıkça da daha çok gömüldü. Yanımda yardım alabileceğim kimse yoktu. Olmasın da zaten, sen sapladın sen çıkarmalısın! :) El frenini indir, boşa al, direksiyonu düz… haha

[youtube id=”bOFYYO_PYOQ”]

En sevdiğim kamplar, sabah olduğunda sıcacık günaydın diyen yerler. Salda’da onlardan biriydi benim için, kapalı bir havada gün batarken ulaşmıştım.

Dağlardan tepelerden, sonra geniş düzlüklerden, kimsesiz yollardan…

Kaklık Mağarası

Özel bir mağara burası. Yer altındaki Pamukkale gibi.

Milattan önce 1. yüzyılda Anadolu’nun en önemli ve ünlü kentlerinden biriymiş Laodikeia.

Antik şehir harabeleri ve yolları görülmeye değer.

Hierapolis

Pamukkale Travertenleri

Travertenlere büyük bir Rus akını var, Türkler’den daha iyi biliyorlar buraları. Tabii bir de onları rahatsız edenler var, onlar da Pamukkale’yi iyi biliyor olmalı. Bir tanesi dikkatimi çekti, konuya dahil olmadan duramadım. İnce bıyıklı bir abi iki kızın yanına gitmiş ve zorla selfie çekilmek istiyor. Muhtemelen çoluklu çocuklu yeşil camiadan. Kızlar ürkmüş, bildiğin köşeye sıkıştırmış fotoğraflarını çekecek. Rusya’da düzeltmeye çalıştığım Türk erkeği imajını burada da toparlamalıydım ve derhal bu duruma engel oldum. :D Pişkin adam, aklıma geldikçe sinir oluyorum şu suya niye itmediğimize.

Kışın tekrar gelmeliyim!

Keşke dünyadaki tüm yollar böyle olsa.

40 gün / 7500 km’dir yoldayım. Başta motosiklet olmadığı için Qute ile yolculuğa önyargılı bakıyordum. Hiç de öyle değilmiş. Yoldaysan; mutlusun, güzelsin. :)
Tura çıkmış motorları gördüğüm zaman özenmiyor da değilim.

Blaundus Kenti

Büyük İskender’in Anadolu Seferleri’nden sonra Makedonya’dan gelenler tarafından kurulmuş

Büyük İskender’den sonra Bergama Krallığına ardından da Roma İmparatorluğuna bağlanmış.

Açın kapıları, gidiyorum ben! :)

Türkiye’nin en büyük kanyonu Uşak’ta bulunan Ulubey kanyonu. Dünya sıralamasında da üst sıralarda yer alan kanyon, trekking için harika görünüyor. Dünyanın ikinci büyük kanyonu olayı bence efsane, herkes kendi şeyi (kanyonu) büyük sanırmış. :)

Bu seferlik saymayız, yine gelin diyor Ulubey. Hem de bağıra bağıra! O ne be geldim fotoğraf çektim ve gidiyorum. :( Çünküm 2-3 saate bizim ekiple Simav’da buluşacağım.

Yine geleceğim, gönlümün en büyük kanyonu…

Bu arada zaman zaman yağmura yakalanıyorum. Ne keyifli hiç ıslanmıyor olmak. Gerçi yağmurda motorun tadı da başkaydı.

Simav’a ulaştım, tanıtım etkinliğinde ekmeğimin peşinden koştum. :P
Bir abi Qute siparişi vermişti, o da gezgin ruhlu karavan sahibi.
“Qute, karavanımı çeker mi acaba” esprisinden sonra bu anı ölümsüzleştirdik. (Düz yolda bence çekerdi) :)

Görkemli Zeus tapınağı ile bilinen, Aizonai antik kenti.

Frigya’ya bağlı olarak yaşayan Aizanilistler’in mekanıymış.

Muazzam Frigya topraklarındayım. Daha önce nasıl olmuşta gelmemişim diye kendime kızdığım yerlerin başında. Eğer sizler de görmediyseniz, mutlaka yolunuzu Frig vadisine düşürün.

Bu yol o kadar fantastikti ki keşke evime yakın olsa, oraya buraya giderken sürekli bu yoldan geçsem.